🎈 Hayat, 🧐 Kişisel

Nefret Ettiklerim

AAKAL Forumunda “Nefret ettiklerinizi buraya yazın” diye bir bölüm var. 21 Eylül 2004’ten beri kafam bozuldukça yazıyorum oraya… Bakalım nelerden nefret ediyormuşum.

  • Bir dediği bir dediğini tutmayan ve beni her an satabilecek insanlardan nefret ediyorum. (‘Kuyruk’ ya da ‘Uçan Salak’ desem anlayan anlar.)
  • Kabus görmekten nefret ediyorum.
  • En olmadık yerde şarjımın bitmesinden nefret ediyorum.
  • Tuvalette sigara içenlerden nefret ediyorum. (lise zamanı)
  • Geri kafalılardan nefret ediyorum.
  • Bir şey bilmekdikleri halde bilmişlik taslayanlardan nefret ediyorum.
  • İnsanların benimle yarışmasından nefret ediyorum. Ben kendim dışımda kimseyle yarışmıyorum. (ÖSS hariç)
  • Arabesk müzikten nefret ediyorum.
  • MSN’de birisinin beni listesine ekleyip sonra bana sanki ben eklemişim gibi ‘Sen kimsin lan?’ demesinden nefret ediyorum.
  • Telif haklarını hiçe sayıp, herşeyi kendi ürünleriymiş gibi davrananlardan nefret ediyorum!
  • Yürürken bön bön suratıma bakanlardan nefret ederim. (birini kesmek ile bön bön bakmak arasında başta kültür ve eğitim düzeyi olmak üzere ciddi farklar vardır.)
  • Yıllarca sağladığınız birikimleri bir hiçe sayıp size uzman olduğunuz dalda bilgiçlik sergileyenlerden nefret ediyorum. (‘Kuyruk’ ya da ‘Uçan Salak’ desem anlayan anlar.)
  • Verdiğim yanlış kararların beni kötü sonlara götürmesinden nefret ediyorum.
  • Yazdığım php kodlarının sonuna ; (noktalı virgül) koymayı unutmaktan nefret ediyorum. Her seferinde sitem hata veriyor. Basic’de bu olmadığı için alışamadım.
  • Bazen kendimden nefret ediyorum.
  • MSN’de ‘rahatsız etmeyin’ yazdığım halde sürekli rahatsız eden, engelleyince de kızıp bozulan arkadaşlara gıcık kapıyor, sinir oluyorum. (o zamanlar çevrimdışı mesaj atamıyor, konuşacağım kişiyle mecbur meşgul modunda konuşuyordum)
  • Telefonumun işletim sisteminin çökmesinden, ve format için yetkili servise gitmek zorunda olmaktan nefret ediyorum. (3200 zamanı)
  • Plansız programsız iş yapanlardan nefret ediyorum.
  • Araştırarak günlerimi tükettiğim, ayarlamak için ter döktüğüm, daha sonra ise bol bol kullandığım şeyleri insanların bana rica ederek kullanmasına bi lafım yok. İnsanlara yardımcı olmayı severim. Ama onların bu “rica”sının beni olumsuz etkilemesinden nefret ediyorum. Zaten hiç bir emek sarfetmemiş, benim bulduğuma hazıra konacak. “Hazıra konma” esnasında bile yardım edeceğim ve bundan olumsuz etkileneceğim. Bundan nefret ediyorum. Üstelik bu olumsuz etkilenmeme neden olan kişi bu durum karşısında teşekkür etmek yerine daha fazlasını ister ya da laf sokarsa…
  • İngilizce’de büyük harf I ‘nın karşılığının küçük i olduğunu bilmeyerek I WILL GO cümlesini ı wıll go gibi çevirenlerden nefret ediyorum.
  • İngilizce’yi hiç bilmeyenlerin söyleyeni taklit ederek İngilizce şarkılara eşlik etmesi sinir bir durum. Söyleyenin dediklerini tutturamıyorlar, çok komik olduklarını farkında değiller.
  • Birisinin kulaklık taktığımı ve etrafı duymadığımı görmesine rağmen benimle ısrarla konuşmaya çalışmasından nefret ediyorum. Halbuki bana işaret verebilir ve kulaklığımı çıkarırım. Herhalde kulaklıkta müzik çaldığı tahmin edilmesi imkansız bişi değil.(Not: SSK kuyruğunda diğer 80’e yakın kişinin arasında kulaklık takan tek kişi olduğum ve kuyruğun en sonunda olmadığım halde gelip bana soru soran amcayı da ayrıca tebrik ediyorum.)
  • Sırf bana bilgisayarla alakalı sorunlarını sormak için selam verenlerden nefret ediyorum.
  • Bürokrasiden nefret ediyorum. (Örnek: Bir gün eskiden adı SeSeKa olan devlet hastenemizde sağlık raporu çıkarmak için sürüyle memur gezdim, büssürü doktora gittim. Doktorlardan KBB’ci sadece kulaklarıma baktı, diğerleri hiçbir şey yapmadı. Dahiliyeci sorun var mı dedi? Yok dedim. Genel Cerrahici karaciğer dalak mide hala yerinde mi diye sordu? Evet dedim… Nörolojici direk sağlam yazdı geçti… Sadece doktor gezerek sağlık raporu aldım, kimse bakmadı bile.) (yurt başvurusu için sağlık raporu alırken)
  • Hayalkırıklığından (13 Şubat 2007, 12 Mayıs 2004 vs vs… )
  • Birisi bana müzik dinletirken (örnek: bak şimdi sana bir şarkı dinletcem çok güzel der ya birisi) yanımda olan diğer kişilerin ısrarla benimle konuşmasından, beni dürtüklemesinden ya da kulaklıklardan birini alıp ortak olmaya çalışmasından nefret ediyorum. Yahu o müziği dikkatle dinlemek istiyorum, bitsin sana da dinletiriz, bişiy diyeceksen 5 dakika dayanamaz mısın?
  • Üniversite kartının Antalya’da paso olarak geçmemesinden nefret ediyorum. Vallaha 1 YTL vermek içime oturuyo. (artık çıkarttım paso)
  • Program yerine proĞram yazanlara uyuz oluyorum.
  • Oyun dergilerinde ‘Apps kelimesini duymak istemiyoruz’ gibi çıkan yazılara nefret ediyorum. Sanki oyunlar birer program değil, büyü tööbe tööbe
  • Otobüslerde önümde oturanın kafayı çevirip bana bakmasından… Bu işlemi eğer geceyse ya da metrodaysam camın yansımasından çaktırmadan yapmaya çalışmasından nefret ediyorum.
  • İletişim kopukluklarından nefret ediyorum.
  • Bir olayın “zaman aşımına uğraması”ndan ya da başka bir deyişle olan olayların çoook geride kalıp da bir anlam ifade etmemesinden nefret ediyorum. (gerçi bazen bu iyi de olabiliyor)
  • Hayal kurmaktan bazen nefret ediyorum. (Çünkü gerçekleşmeyince çok koyuyuolar)
  • Zamanlama hatasından (13 Şubat 2007) 🙁
  • Msn’de geç cevap yazılmasının özürü olarak geç cevap yazanın artistlik yapmasından… (Abi kusura bakma yaa valla 9 kişiyle yazışıyom, kızın biri şöyle diyo, öbür kız böyle diyo bekletilmez…kusura bakma ortam var… …şöyle olmuş… grrrr … Gören de Tarkan zannetcek… Ne var ‘Kusura bakma burası biraz yoğun’ desen insan gibi.)
  • Fabrika hatalarından nefret ediyorum (ASUS)
  • ASUS Türkiye yetkili servisinden nefret ediyorum. (ASUSUNAKO)
  • Kendimi boşlukta hissetmekten nefret ediyorum.
  • Son 525’i kaçırmaktan nefret ediyorum.
  • Ufacıcık bir bilgisi olup o konuda iyi bir deneyime sahip olan kişilere artislik yapanlardan nefret ediyorum. (Başta ‘Kuyruk’ olmak üzere…)
  • Hafif gerizekalı ve anlama kıtlığı olanlardan nefret ediyorum.
  • Bıktığım bir konuda sürekli sürekli gelip bana bişiyler diyenlerden de nefret ediyorum. Üstelik daha önce hazzetmediğimi defalarca söylediğim halde.
  • Az bildiğim bir konuda az bildiğimi söylediğimde, benden de az bilen birinin bana öğretmenlik yapmaya çalışmasına deli oluyorum. (Örnek: İşletim Sistemi Kernelleri, 32 bit 64 bit farkı vs… )
  • Mantıksız tüm hareketlerden nefret ediyorum. Ben bir mühendis adayıyım ve her şeyin bir mantığı olmalı diye düşünüyorum.
  • Partilerin habire sıkmasından saçma sapan öneriler yapmasından da nefret ediyorum. (bkz. Cem Uzan Vaatleri, bkz Medyum Ömer ve daha nicesi… )
  • Elektrik kesintilerinden nefret ediyorum. (AK parti ile karanlık gecelere durmak yok, devam.)
  • Bir soruya cevap verdiğim halde tekrar tekrar sorulmasından nefret ediyorum.
  • Unutkanlıktan nefret ediyorum.
  • Baş ağrısından nefret ediyorum.
👋 🚨 Yeni yazılardan haberdar olmak ister misiniz? 👇

Nefret Ettiklerim 10 yorum aldı.

  1. Mühendislerin hepsi acaba aynı şeylerden mi nefret ediyorlar diye geçirdim aklımdan…
    Evet abi, bazı özel konular hariç sonuna kadar desteklemekteyim seni, bir kaç tane daha ekliyeyim:
    -Ne oldum delisi olanlardan…
    -Giyiniş tarzımdan benim hangi görüşten olduğumu damgalayanlardan…
    -İnsanları yargılama cesaretini gösterenlerden…
    -Saygıda kusur edenlerden…
    -Arkamdan bolca konuşanlardan…
    -Bazen tüm insanlardan…
    -Çoğunlukla kendimden…
    -Yapılması gereken bir işi yapmayanlardan…
    -Suçu hep sisteme atanlardan…

    NEFRET EDİYORUM…

  2. ne yaptığının farkına bile varmadan pervasızca hareket eden insanlardan nefret ediyorum… duygusuz olmaktan övünenlerden nefret ediyorum.. format atmaktan ve bunu hala beceremiyor olmaktan nefret ediyorum…

  3. Arkadaş grubu içerisinde insanların ısrarla fısıldaşarak ya da şifreli konuşarak bir şeyler hakkında yorum yapmalarından ve ardından gelen “Ne oldu?” sorusunun “Başkasıyla ilgili anlatamam.” şeklinde cevaplanmasından nefret ediyorum. Anlatamayacaksan sus konuşma ortamını bekle boşuna insanları germe.

  4. fırat arkadaşa “slipknot-people=shit” isimli güzel eseri kulaklıkla son ses dinlemesini tavsiye ediyorum, en nefret dolu anlarımda sonuna kadar deşarj olmamı sağlıyor, sağlam bir parçadır…
    ayrıca “bir şey söyleyeceğim” deyip sonradan vazgeçen “yok bir şey” diyenlerden nefret ediyorum… bir şeyi söylemeden önce düşünmüyorlar, tam söyleyecekken düşünüp vazgeçiyorlar, söyledikten sonra pişman olmaktan iyidir belki ama merak diye bir duygu var bu bünyede, yapmayınız etmeyiniz…

  5. nefret ettiklerini tuttum. Benim de çok nefret ettiklerim var da yaz yaz bitmez şimdi. Kendimi nefret eden şirin gibi hissediyorum..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir