Yeni Oyuncağım

Bu aralar çok yazamıyorum. Aslında hiç yazamıyorum. 😀 Elde olmayan sebepler diyelim. En başta dersler tabi. Daha sonra tez. Projeler, ödevler… Kariyer planlamaları… Yüksek lisans için hazırlanmaya hazırlanmak. Ege Catering. Ontoloji Development 101. Pek vakit kalmadı haliyle.

Bunca şeyin arasında bir de bilgisayarımı değiştirdim. Tüm bilgileri aktarmakla vakit kaybettim.

Bilgisayarı kuruş kuruş biriktirerek aldım. Üçün beşin hesabını yaparak. Birikti o kadar para. Vakit almadı değil.

Eski bilgisayarımdan yenisine geçince 8 kat hızlanmış gibi geldi bana. “Windows bu tarz bilgisayarlar için üretilmişmiş aslında!” dedirttirdi. Meğerse ben bir tıklayıp 10 beklemeyi normal sanıyormuşum. Değilmiş. Netbeans 2 dakikada değil 30 saniyede açılıyormuş. Photoshop’a tıkladıktan sonra mutfağa gidip çay koymaya gerek yokmuş onu anladım.

1 hafta önce…

Aslında bilgisayar yeni değil. Bir hafta oluyor bile. Ama aldığım teknolojik her şey elimde kaldığından dolayı (bozmadığım bilgisayar yok) bu yazıyı yazmak istemedim. Hevesimi alamadan giderse diye.

Aslında gitti de. Aldığım ilk gün ölü piksel çıktı. Kabak gibi.

Bu da bizi Vatan Bilgisayar’la yaşadığım maceraya götürüyor… Bir sonraki yazıya.

Packard Bell TS11HR

Uzuuun uzun araştırdım. Sandy Bridge chipsetlerindeki tasarım hatası dolayısıyla Intel’in açıklama yapması, bazı üreticilerin bilgisayarlarını geri toplatması ve bu tarz şeyler de beni hafif endişelendirmedi değil. Ancak tüm bunların bilincinde olarak bir bilgisayar beğendim. (Bu noktada Yiğitcan’a ve Serkan Bey’e teşekkürlerimi sunuyorum.)

Özellikler de gayet iyi:

• Intel i7 2630QM 2Ghz işlemci (2.90’a çıktığı da söylentiler arasında. :D)
• 8GB RAM
• 2GB paylaşımsız bellekli Nvidia Geforce GT540M Optimus ekran kartı
• 750GB disk
• USB 3.0
• Şık bir kasa
• Zorla kaktırılmış bir Windows Lisansı
• Falan filan…

Hayırlı olsun mu? Olsun. =)

Özelliklerini sonuna kadar kullanır mıyım? Şüpheniz olmasın.

Bozulur mu? Valla şimdiye kadar elimde kalmayan bilgisayar olmadı ama inşallah bu bozulmaz diyelim. 😛