Helsinki Gezisi 🇫🇮

Paskalya tatilini iyi ayarlamışlar: Her zaman Cuma ve Pazartesi. Yok efendim bu yıl 9 güne tamamlarız, acaba Cuma’yı birleştirirler mi falan yok. Net 2 gün. Kesin Pazartesi ve Cuma tatil.

Biz de bu tatili fırsat bilerek hem yeni bir ülke görelim, hem de ne zamandır görmediğimiz eski iş yerimiz Linovi’den arkadaşımız Emre’yi görelim diye Helsinki Finlandiya’ya gitmeye karar verdik.

Yolculuk 

Ulaşımı AirBerlin ile sağladık. Helsinki’ye biletler diğer Avrupa şehirlerine oranla gereksiz bir şekilde pahalıydı. Bunda RyanAir’in Helsinki uçuşu yapmamasının etkisi olabilir.

Berlin Tegel Havaalanı’nda uçağa binme vaktinin gelmesini beklerken, havaalanı binasının tepesine inşa edilmiş, güvenlik kontrolü ile ve kişi başı 3€ karşılığı girilen seyir terasında uçakların iniş ve kalkışını izledik. Belki bu kısım kendi başına yazı olabilir.

Uçuş Schengen bölgesindeki iki ülke arasında olduğu için ne Almanya’dan çıkışta ne Finlandiya’ya girişte herhangi bir pasaport kontrolü olmadı. Elimizi kolumuzu sallaya sallaya devam ettik. Bu nedenle ‘başka ülkeye gidiyormuş gibi’ hissetmedik. Daha çok İstanbul’dan İzmir’e gitmek gibiydi.

????Önce

????Sonra

Helsinki’de hava nasıl?

Helsinki soğuk. Berlin’e göre oldukça soğuk, Antalya ile karşılaştırmak bile istemiyorum. Bizim gittiğimiz Nisan döneminde hava sıcaklığı -2 ile 0 derece arasındaydı ve ara sıra hafif hafif kar yağdı. Henüz ağaçlar çiçek açmadığından bu mevsimde çok renkli bir kent de değildi.

Helsinki’de nereler gezilir?

Bizim için gezinin kendisinden çok arkadaşımızla geçireceğimiz vakit önemliydi. Bu nedenle de gitmeden önce dersimize çok çalışmadık, plansız ve programsızdık. Bu yüzden önemli bir yerler atlamış olabiliriz.

Şehir Merkezi

Helsinki merkez tren garı (Helsingin päärautatieasema) ve etrafı gezilip görmeye değecek, turistik ve modern yerler. Ben yeni bir şehre gidince anlamsızca ve hedefsizce rastgele bir caddeye sokağa girip yürümeyi seviyorum. Genel olarak tüm şehri temiz, düzenli, sakin ve (Berlin’e göre) daha modern binalara sahip buldum.

Senato Meydanı ve Katedral

Orijinal adı Tuomiokirkko olan 19.yüzyıl katedrali meydan seviyesine göre yükseğe inşa edilmiş. Hem gece hem gündüz oldukça görkemli görünüyor. Katedralin içine girdiğimizde, dışındaki görkemi içeride bulamadım. Güzeldi, ancak dış görünüşü gibi etkilemedi. Katedralin içine giriş için herhangi bir ücret ödemiyorsunuz.

Uspenski Katedrali

Uspenski Katedrali bir tepenin tepesine inşa edilmiş Rus stili bir katedralmiş. Biz gittiğimizde ayin yapılıyormuş. İçini göremedik.

Esplanadi Parkı

1812’de açılmış bu park sağlı sollu iki paralel yol arasında uzanıyor. Ağaçlar yeşillendiğinde çok daha güzel göründüğüne ve cıvıl cıvıl olduğuna şüphe yok. Bu park aynı zamanda önünde fotoğraf çekilip Instagram’a, Facebook’a koymalık Helsinki tabelası da barındırıyor. 😀 (tabii ki biz de aynısını yaptık)

Kayanın içine oyulmuş kilise ve sessizlikler kilisesi

Helsinki’de iki dini yer daha gezdik. Bunlardan ilki kayaların içine oyulmuş Temppeliaukion kilisesiydi. Giriş için 3€ vermeniz gerekiyor. İçeride ilginç bir konsept görüyorsunuz. Ben gezdiğim için pişman olmadım ancak, gezmek yerine fotoğraflara bakarsanız çok bir şey kaybetmezsiniz. 🙂

Diğer kilise şehrin merkezi ve gürültülü bölgelerinden Kamppi’de bulunan Kamppi Chapel idi. Ses yalıtımı iyi olan bu mini-kilisede oturup sessizlik içinde soluklanabiliyorsunuz. Dışarıdan hiç ses gelmemesine rağmen, içerideki onlarca turistin çıkardığı ses dolayısıyla kilise oldukça gürültülü oluyor.

Suomenlinna adası

Anakaradan vapur ile ulaşılan bu adada tarihi bir kale, müzeler ve emlakçı bulunuyor. Evet emlakçı! Adada yaşayanlar da varmış. Bir binanın ne olduğunu merak ettik. Müze olabilir diye düşünüyorduk. Finceyi Google Translate ile çevirdik, emlakçı çıktı.

Akıl Hastanesi

Google’da kahvaltı yeri bulmak için gezinirken, otelin dibinde, şu an kafe ve restorana dönüştürülmüş eski bir akıl hastanesi olduğunu tesadüfen keşfettik. Bir çaylarını içmeye gittik. Anladığımız kadarıyla hastanenin içini çok değiştirmemişler. Eski ve farklı bir havası vardı. Kendimizi filmde gibi hissettik.

Sibelius Heykeli

1967 yılında müzisyen Jean Sibelius anısına yapılmış, müziğin harmonisini temsil eden, 600’ü aşkın çelik borulardan yapılmış bir heykel. Bu heykel fotoğraflarda göründüğünden çok daha etkileyiciydi.

Helsinki’den Diğer Notlar

Otel

Otelimiz şehir merkezine bir metro durağı uzaklıkta, temiz ve güzel bir oteldi. Ancak elektrik sistemini tasarlayan çılgın mühendis ışıkları kapatınca prizlerin de elektriği gidecek şekilde bir sistem kurmasaymış telefonlarımızı gece daha kolay şarj ederdik.

Otel odamızdan manzara

Finler ve Sauna

Finler için sauna çok önemliymiş. Genellikle evlerde özel veya apartmanlarda paylaşılan saunalar bulunuyormuş. Benim Berlin’de çalıştığım yer Fin kökenli bir şirket ve ofisimizde sauna var.

Türkiye’de vitrifiyeci görür gibi, burada da sauna sistemi satan dükkanlar gördük. Vitrinlere sauna örnekleri yerleştirmişlerdi.

Helsinki Metrosu ve Ulaşım

Helsinki’de bir tane metro hattı, bölgesel trenler, birçok tramvay hattı, otobüsler ve vapur ile toplu taşıma sağlanıyor. Herhangi bir yerden bir yere ulaşırken 10 dakikadan fazla beklemedik.

Helsinki metrosu çok ilginçti, adamlar tüneli açtıktan sonra etrafını bizim bildiğimiz anlamda betonlamamışlar, mağara gibi görünüyor.

Helsinki’de fiyatlar nasıl?

Helsinki’yi Berlin’le karşılaştırdığımızda oldukça pahalı bulduk. İtalyan restoranlarında bir tane pizzayı 20€ civarında gördük. Çorbaya 10€ istendiğini gördük. Berlin’de en merkezi yerde bile rastgele güzel görünümlü bir yere girdiğinizde bu kadar ödemiyorsunuz. Genel olarak yeme-içme fiyatları Berlin’in 1.5 – 2 katı civarında.

Bitirirken: Berlin’e Dönüş

Helsinki’de arkadaşımız ile özlem giderecek 4 günümüz oldu. Sonrasında Berlin’e dönük.

Gideceklere Tavsiyeler

1. Daha sıcak mevsimde gidin.
2. Kışın -25 dereceye iniyormuş, aman dikkat edin.
3. Şehir merkezinde yer almayan gezi yerlerini de araştırın.