antkart2
🎈 Hayat

Antkart Beyinsizliği

AntKart logoEfendim, öncelikle Antalyalı olmayanlar için bilgi vereyim: Antkart, Antalya şehir merkezi sınırları içerisinde geçerli olacak bir akıllı kart uygulamasıdır. İzmir Kentkart, Manisa KentKart, Bursa BuKart, Konya Elkart, Ankara Ego, İstanbul AKBİL gibi bir uygulamadır kısaca.

Antkart’ın farkı şurdadır: İster herhangi bir bayiden alınabilir, ya da kendinize özel resimli bir kart almak için Antkart A.Ş.’nin merkezine başvurabilirsiniz.

Eğer kişisel kart alırsanız size şu faydaları dokunur:

  1. Kartı kaybederseniz bildirdiğiniz takdirde 72 saat içinde kartın içindeki bakiyeniz dondurulur.
  2. Eğer indirimli bir kişisel kart alırsanız öğrenci, özürlü, emekli vb. indirimlerinden faydalanabilirsiniz.
  3. Bitti.

Yani kısaca sırf öğrenci geçinmek için ya da artistlik olsun, resmim olsun, diye alınır. Çünkü kartın da içinde olduğu cüzdan kaybedilince içindeki Antkart’a ve içindeki 10 kuruşa değil, kredi kartlarına ve nakite yanar insan.

Ayrıca ister standart, ister kişisel kart alın şu faydaları da vardır:

  1. Cebiniz 10 YTL hafifler. (sanki altın kaplama ya kartlar, İzmir’de neden 5 milyon?)
  2. Sayın başkanımızın torpillisi olan bir şirkete milyonlar kazandırırsınız. (tahminim)
  3. Diğerleri.

Şimdi olayların saçmalaştığı yere gelelim. Benim üniversite kartımın arkasında “Bu kart sahibi Türkiye’nin her yerinde Üniversite Öğrencilerine sağlanan kolaylıklardan faydalanır.” yazmaktadır. Ama Antalya’da eskiden beri bu yeterli gelmemektedir. Zira eskiden dolmuş ve otobüsçüler bu kartı beğenmeyip paso rica ederlerdi. Şimdi de Antkart için ayrı bir öğrenci kartı almamız şart olmuş.

Bu kötü bir şey değil. İnsanlar öğrenci kartı ya da belgesiyle başvurup öğrenci Antkart’ı alabilir, bu doğaldır diye düşünüyorum. Ta ki:

Evet, şimdi dünyanın en ama en saçma, en çok adam ayıran, öğrencileri hiçe sayan, sırf para kazanmak uğruna istenmiş bir belgeyi sunuyorum size.

Öğrenci Antkart’ı almak için eğer Antalya dışında okuyorsanız ANTALYA’DA İKAMET ETTİĞİNİZE DAİR BİR BELGE ALMANIZ GEREKİYOR. Yani siz Antalya’da kalmıyorsanız sizin öğrenciliğiniz gözünü para hırsı bürümüş (kişisel düşüncem) bazı kişileri ilgilendirmiyor.

Şükür ki Antalya’da ikamet ediyorum ki bu belge de sorun olmadı. Öğrenci belgem de vardı. Gittim başvurmaya… Antalya’nın merkezindeki (!) Antkart A.Ş. binasında GELEN TÜM ANTALYALILARA kaç kişi hizmet veriyordu biliyor musunuz?

3
😀

Şaka değil! Sadece üç kişi kart vermekle ilgileniyordu. Antalya’nın nüfusu 1.700.000 civarında bir rakam. 200.000 kişi kart almayacak olsa eder bir buçuk milyon. 3 kişi kart verdiğine göre GİŞE BAŞINA 500.000 (BEŞ YÜZ BİN) kişi kuyruk eder! Bunu görüp de başka merkezler açamayacak BEYİNSİZLİK kimde görülmüştür? Arkada bir işler dönüyor ama… Torpil mi rüşvet mi nedir acaba?

AntKart A.Ş. binası günde 500 kişiyle ilgileniyormuş. Antalya nüfusunu bir buçuk milyon alırsak eğer, tüm Antalyalıların kart alması 3000 gün sürer ki bu da 100 ay o da 8 YIL EDER!

Nasıl hizmet? Süper dimi?

Bir de orda bize köpekmişiz gibi davranmaları yok mu, o da bir ayrı hüzünlendirir insanı… “Ooo bugün yine dolmuş burası, yarısı alamayacak…” “Bak ucundan yırttın yine tam %50 özürlüsün. %49 olsa kart alamıyosun.” gibisinden dalga geçmelerinden tutun, 70 yaşındaki teyzeden 7 yaşındaki velete kadar hepimizle senli benli konuşmalarından mı devam etsem, suratsızlıklarından mı, içerideki bürokrasiden mi yoksa bugün git yarın gellerden mi?

Değerli okurlarım, tabi günde 500 kişiye bakılınca ve bunu bilmeyen, böyle “mantıklı, müthiş ve seviyeli” bir uygulamanın yapılacağını “düşünemeyen” (!) bir buçuk milyon Antalyalı bankaya gider gibi günün bir saatinde gidiveriyor gerekli belgelerle Antkart merkezine. Şehir merkezi (!) ya iki adımlık yol zaten, sanki herkesin yolunun üstü. Ve ne görüyor numaratörün ekranında? Şöyle bir yazı:

“Yarın daha erken bir saatte gelip numara alın.”

Ha sağol, bunu okumaya gelmiştik biz de! E tabi bir buçuk milyon Antalyalı ve üç gişe! Cumhuriyet tarihinin en uzun kuyruğu!

Antkart genel merkezindeki yazıBen de “daha erken bir saatte” gittim küfrederek içimden tabi. Saat 09.30 ve ben kapıdayım. Kapıdayım diyorum çünkü içeri giremiyorum kalabalıktan. Kapıda beni bir yazı karşılıyor. “Lütfen sıraya girip sıra numarası alınız.” İşte başladık! Şaka gibi! Bir de caddelerdeki billboardlarda yazmaz mı Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın ağzından bir söz: “Antalya hak ettiği hizmeti alıyor!” Evet, Başbakan gör sıraları, ananı da al gel gör* girdiğimiz sıraları, aldığımız hizmeti. Köpek muamelesi gördüğümüzü bilerek ya da bilmeden o yazıyı billboardlara astırarak “Siz bir hiçsiniz!” dediğini farkına var.

Sıra numarası almak için sıraya girdim. Sıra numarası aldım. Numaram 306, işlem gören numara 40. 😀 Saat daha 09.30! Nasıl hizmet ama! Antalya hak ettiği hizmeti mi alıyordu Başbakanım? Menderes Türel Bey?

Ve bunu Antkart AŞ. farkında değilmiş gibi sürdürüyor, daha fazla işçi ya da ek şube gibi şeylere zahmet etmiyor. Biz onların köpekleri olmaya ve üstüne de 10 YTL para bile vermeye devam ediyoruz!

Bunlara bir cevap istiyorum Sayın yetkililer? Neden kuyruk, neden ikametgah, neden Antkart A.Ş.? Daha iyi hizmet verecek bir şirket bile girmedi demeyin sakın ihaleye… Neden işinize gelmedi anlatın bana! (Antkart müşteri hizmetlerine elektronik posta atmış bulunmaktayım ve cevap bekliyorum.)

Ve bir şeyi daha merak ediyorum… Bu aldığımız kart toptan geldiği için en fazla olsa olsa 1.5YTL değerindedir. Kişi başı 10YTL alındığına göre 8.5 YTL kar vardır. Antalya 1.5 milyon kişi olduğuna göre 12 milyon YTL civarında bir ciro elde ediyorsunuz? Bunu ne yapıyorsunuz? Cebe mi? =) Bir zahmet giderlerinizi de söyleseniz… Aldığınız cihazlar mı? Tanesi 300 milyon olsun yine kurtarmadı… Yazılım mı 500 bin YTL olsun yine kurtarmadı… Binanızda gereksiz yere yan yana dizdiğiniz onlarca plazma TV mi? Onlar bile bu parayı karşılamadı! Nereye gitti bu gelir? Anlatsanıza!

İzninizle Muratpaşa Belediyesi’nin sloganıyla bitiriyorum yazımı:

“İnsanlara gülen, insanları gülen bir Muratpaşa için çalışıyoruz.”
İnsanlara gülen: Salak, belediye çukuruna düştü hiho hiho!
İnsanları gülen: Anaa kuyruğa bak lan. (delirme eşliğinde isterik gülmeler)

Yazıklar olsun! Vereceğiniz hizmetin de, sizin de…

Antkart Müşteri Hizmetleri’ne yazdığım elektronik posta dolayısıyla mı, yoksa Google’dan sitemin bulunup yazımın okunmasından dolayı mı bilemiyorum ancak Antkart benimle iletişime geçti. Yarın (Cuma) Antkart Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın R. Yiğit Tunçel ile görüşmek için Antkart Genel Merkezi’ne gideceğim. Kendisine de söylediğim gibi, hikâyeyi onların ağzından da dinleyip, onların bu konuda düşündüklerini de bir başka yazımda burada paylaşmak istiyorum. Açıkçası benimle iletişim kuracaklarını hiç sanmıyordum, şaşırdım ve mutlu oldum.

Antkart’tan Yiğit Tunçel ile görüşeceğimi söylemiştim. Görüştüm ve yeni bir yazı daha yazdım. Bunu okuduysanız şimdi de onu okumalısınız. Buraya tıklayarak gidebilirsiniz.

* Tayyip Erdoğan’ın kendi sözünü kendisine karşı kullandığımdan kabalık sayılmamalıdır.
** Yazıda ifade edilenler yaşamış olduğum Antkart macerasının bir özetidir, insanları yanıltmak amacıyla abartılmış bir yanı olmadığı gibi, insanları biraz sorgulamaya yöneltmek, ama daha çok Antkart’ın bana yaşattıkların güncemde yer alması amacıyla yazılmış bir yazıdır.

👋 🚨 Yeni yazılardan haberdar olmak ister misiniz? 👇

Antkart Beyinsizliği 16 yorum aldı.

  1. Antkart yazınıza tamamen katılıyorum, aynı konunun bir başka yüzüyle ilgileniyorum
    Antalya ya 25 yıl önce yerleştim. İşe gitmek için dolmuş durağına geldim ve sıraya girdim.(Olamayan sıraya girdiğimi geçte olsa sonradan fark ettim) Dolmuş yada Otobüs lerde sıra malesef Antalyamızda bulunmamaktadır. Omuz atan biner dolmuşa, Trafiğe, Belediye ye, ve Valiliğe dilekçe yazdım bu durumu düzeltelim Turizm cenneti Antalyamıza yakışmıyor diye hak getire
    kimse ilgilenmedi. Hala omzu kuvvetli olan dolmuşa -otobüse biner, diğerleri ağzını açar. bizden kat kat kalabalık İstanbul, Ankara İzmir de insanlar sırada bineceğim diye kibarlık yapar.Şimdi de Otobüslerde İşlemeyen ankart cihazları türedi. Kartınızı işleme sokuyorsunuz makineden tık yok. Şoför bey paranı versene kardeşim lafını duyunca kafalarda kocaman bir ? işareti. Ankartta neyin nesi bize omuzlayarak otobüse binmek, 1.15 Ykr için 50 Ytl uzatıp para üstü beklemek tabi bu arada arkadan gelenlerin baskısına maruz kalmak ZEVK verir. Antalya KOCAMAN BİR KÖY. Hadi hayırlısı.

  2. Merhabalar; ben Antkart firmasının ortaklarından biriyim. Öncelikle vakit ayırıp bu eleştirini güncende paylaştığın için teşekkür ederim. Herhalde bende şu anda bir antkart müşterisi olsam senin verdiğin tepkileri vermek en beklenilir davranış biçimim olurdu. Ancak bu eleştirilerin ışığında ben de bir kaç noktayı seninle paylaşmak isterim; daha sonra gerekirse bana doğrudan ulaşarak görüşlerini iletebilirsin.

    1. Antkart sistemi 13 eylül tarihinden beri tramvayda, 15 ocaktan beri de diğer tüm toplu taşım araçlarında test aşamasındadır.
    2. 13 eylülden beri anonim, 30 ekimden beri de kişiselleştirilmiş kartlar satıştadır; bu konuda reklam, bilgilendirme vs. amaçlı çalışmalar, ciddi bütçelerle yapılmış ancak vatandaşlar ihalenin iptal edileceği söylentisine daha çok inanmış ve kart almaya lüzum görmemiştir.
    3. Özellikle okullarda yaşanabilecek paso sıkıntısını önceden görerek 31 mayıs tarihinden beri okulların tümüne tek tek gerekli bilgilendirmeler yapılmış, ancak 268 tane okulda bulunan toplam 200,000’e yakın öğrenci arasından sadece 5 okul toplam 2518 öğrenci için başvuruda bulunmuştur.
    4. Antalya şehiriçi nüfusu 1,200,000 civarındadır. Günlük ortalama yapılan taşıma sayısı da 250,000 cvarındadır. Her kişinin sadece 1 kez herhangi bir araca bindiğini varsaysak bile satılacak kart adedi potansiyel olarak 250,000 adettir. 1,5 milyon kart satılması için Antalya’da yaşayan herkesin arabasını, motorunu bırakıp otobüslere koşması lazımdır ki durumun böyle olmadığı ortadadır.
    5. Kartların çıplak olarak fabrikadan çıkış maliyetine bakarak tüketiciye ulaşma sürecindeki diğer masrafları (baskı, kodlama, lojistik, amortisman, işgücü, enerji…) göz ardı ederek hesap yapılamaz. Türkiye’de böyle hesap yapıldığını zannettiğimiz için bu kadar çok firma batıp çıkmaktadır her sektörde.
    6. Öğrencilerden ikametgah istenmesi konusuna gelince; kanunda açıkça belirtildiği üzere, her belediye toplu taşımacılıkta kendi kurallarını, yine kanun çer.evesinde uygulamaktadır. İstanbul,Bursa, Eskişehir gibi kartlı sistemlerin olduğu illerde sadece bu şehirlerde bulunan bir okulda okuduğun durumda kart alabilirsin. İzmir’de bildiğim kadarı ile Aydın ve Manisa için bir istisna yapılıyor, onun dışında İzmirde öğrenci olman gerekli. Eğer dikkatli değerlendirirsen bizim bu konuda aslında bir kolaylık sağladığımızı görebilirsin.
    7. Kişisel kart başvuruları özellikle indiirimli kartlar konusunda çok ciddi evrak kontrolü gerektirmekte; biz hiç bir şekilde kimin indirimli yada ücretsiz seyahat edeceğine karar veren kurum değiliz; buna belediye karar verir. Bizim sorumluluğumuz, kanunen çerçevesi çizilen bu hakları gerçek hak sahiplerine kullandırdığımızdan emin olmaktır. O yüzden kişisel kart başvurularını olabildiğince konsantre bir ortamda kabul etmeye çalışıyoruz. Eğer İzmir, Bursa, İstanbul, Konya, Kayseri,Adana…. gibi illerde yapıldığı şekli ile okul idareleri gereken hassasiyeti göstermiş olsa idi, toplu başvurular ekim ayında tamamlanır, en geç 15 kasımda 200,000 öğrenci kartını almış olurdu. O zaman da bizim merkezimizde yaşanan yığılma hali ile ortadan kalkardı. İstanbul dışındaki tüm illerde kişisel kart başvuru merkezi bir adettir, İstanbulda ise 4 tane vardır.
    8. Yazılım ve donanım konusunda rakam tahminlerine gelince; öncelikle çok iyimser tahminler yapmışsın, keşke 300 liraya bu cihazı maledebilmiş olsaydık. Bizim şu anda yapmış olduğumuz sistem yatırımı 10 milyon doları aşmış durumda. Çünkü her konuda en iyiyi kullanmak konusunda prensipli davranıyoruz ve ihale şartnamesinin çok üstünde teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bizim burada kurduğumuz sistem Londra, Perth, Melbourne, New Jerjey, Mexico City gibi mega örneklerde çalışan ve standartları çok yüksek olan bir sistemdir.
    9. Merkezimizde karşılaştığını söylediğin tavırlarla ilgili olarak da şunu söylemek isterim; 7 yaşındada 70 yaşında da olsa, her bireyin olumlu olumsuz tüm eleştirilerini saygı ile karşılayıp gereken düzeltmeleri yapmaktayız. Bu konuda her zaman hassas olacağımızı açıkça belirtmek isterim.

    Başta da belirttiğim gibi, her büyük ölçekli projede mutlaka darboğazlar olur. Ancak biz vatandaşlarımızın sağ duyusuna ve yeniliklere açıklıklarına güveniyoruz ve bu bağlamda kısa sürede her şeyin yerli yerine oturacağına inanıyoruz. Unutmayalım ki kaotik durumda olan Antalya Toplu Ulaşımı ancak böyle bir otomasyonla düzene girecek ve kamunun hem hizmet kalitesi, hem de gelir düzeyi bu sayede artacaktır.

    Kişisel bir tavsiyede bulunarak yazımı bitirmek istiyorum. Bu cevabı yazarak Eleştirilere açık bir yapımız olduğunu sana ve okurlarına göstermiş olduğumu düşünüyorum. Sadece eleştiri yaparken gereksiz suçlamalara ve yer yer hakaret olarak algılanabilecek cümlelere yer vermemen gerekir; gerçekten hiç bir sistemin olmadığı bir ortamda “state of the art” tabiriyle betimlenebilecek bir yatırımı bu kadar yerden yere vurmak haksızlık oluyor bence. Her ne kadar müşteri daima haklı olsa da, bütün bilgilendirme ve tanıtımlara rağmen işini son güne bırakan sayın hemşehrilerimizin de birazcık olsun ihmali yok mudur sence de?

    Herhangi bir soru veya eleştiri amaçlı bize her zaman ulaşabilirsin, kolay gelsin diyorum.

  3. Yazardan bilgi:

    Yiğit Tunçel isimli yorum bir aldatmaca değildir, gerçekten de Antkart Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın R. Yiğit Tunçel tarafından yazılmıştır.

    Güncelere bazen başkasının adından yorum yapmak isteyenler çıkabildiğinden bu burda belirtmeyi önemli görüyorum.

    Yazımı Antkart Müşteri Hizmetlerine attığım e-posta sonucu mu, yoksa bir Google araması sonucu mu eriştiklerini bilemiyorum ama basında çalışmadığım ve sıradan bir blog yazarı olduğum halde neredeyse tüm yaptığım eleştirilere madde madde açıklama yapacak kadar benimle ilgilenmeleri gerçekten çok iyi bir şey.

    Kafa takılan bazı yerler var, soracağım bazı sorular var. Yazıdaki güncellemede de görebileceğiniz gibi yarın Yiğit Tunçel ile yüz yüze görüşmek için Antkart Müşteri Hizmetleri’ne tekrar gidiyorum. Bu görüşmeden sonra bu yazıda bazı değişiklikler yapmak ya da onların görüşlerini ve savunmalarını da işin içine katarak bir tane yazı daha yazmak da benim görevim oluyor diyebilirim.

    Saygılar sunuyorum
    Umut Benzer

  4. [yorum silindi]
    Sayın Mesutca (Özlü) Yorum:
    Daha önce de Antkart yazıma göstermiş olduğunuz ilgiye ve bıraktığınız yoruma teşekkürlerimi sunarım. Ancak yorumlarınız aşrı derecede aşağılayıcı hakaretler içerdiğinden ve asıl konudan aşırı derecede sapmanız nedeniyle yine silindi.

    Üzgünüm.

    Konudan sapmadan yorumunuzu tekrar yazabilirsiniz.

  5. 8 yıllık eğitimin zorunlu olduğu bir ülkede 10 12 yaşındaki çocuklardan kartı yok diye tam ücret kesen bu zihniyete ne denir bilemiyorum

  6. önce eğitim diyenlere soruyorum neden her yıl öğretmen ve öğrencilerden tekrar tekrar para alınıyor çekin elinizi çocukların ve öğretmenlerimizin cebinden

  7. Antkart ne oluyor. Herkez otobüse binebilir dolmuşa binebilir. Bu insani bir haktır. Param ile rezil olamak ne demek anlamıyorum. Bir ant kartım var eşimle beraber dolmuşa binbiyorum benden1.30 eşimden de1,75 olmak üzere iki kere kart geçiliyor. Yada ilk okula giden cocuğumla bindiğimde aynı şeyi yaşıyoruz. Ya benim yanımdaki benim eşim yada oğlum- kızım neyse nasıl olurda iki farklı fiat uygulanır. Bunun hesabını Belediye seçimlerinde soracağım. Antalya da dolmuş cular çoğunlukta vatandaşmı çoğunlukta seçimlerde başkanımız görecekler. Bu resmen bazı kısmları (Ankart satıcılarını) zengin etmekten öte bişey değil. Hiç faydası yok bence.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir