🎈 Hayat

Teras Kafe’de Taşşaklarınızı Sere Sere Oturamazmışsınız

Onun için gitmeyin Teras Kafe’ye. Şimdi size çok samimi bir arkadaşım Özgür’ün başından 6 Ocak 2009 Salı günü saat 18.30 civarı geçen bir olayı anlatacağım.

Özgür ve arkadaşları bir arkadaşlarının doğum gününü kutlamak üzere Bornova Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde yer alan Teras Kafe’ye gitmişler. Hatta gitmeden bir hafta önce ve doğum gününü kutlamak için gidecekleri günün sabahı Özgür ve arkadaşı Gülşen, Teras Kafe’ye gitmiş ve organizasyondan bahsetmişler.

Gülşen Teras Kafe’nin görevlisine, doğrum günü kutlaması yapmak istediklerini söylemiş. Görevli bunu yapabileceklerini, özel yer ayarlayamayacaklarını, ancak gelmek istedikleri saatlerde zaten yeterince boş yerleri olacağından bir sorun çıkmayacağını, gelenlerin içeceklerini kafeden almaları gerektiğini, bunun dışında ortaya aperatif olarak patates ya da dilimlenmiş gözleme tarzı bir şeyler getirebileceklerini, pastanın ise Gülşen’le Özgür’e ait olduğunu söylemiş.

Anlaşmışlar.

Aynı günün akşamı kafeteryaya gidilmiş. Özgür ve birkaç arkadaşı pastayı Teras Kafe görevlilerine teslim etmiş. Ve Teras Kafe yetkilileri (?) o anda bir şey uydurmuşlar kafadan: “Pasta kesme parası!”

Sanki düğün yapıyorlar, elemanlar da orgcu.

Bunu daha önceden söylemeyerek ve kişi başı 1TL “PASTA SERVİS HARACI” keserek ilk ayıbı ettiklerini düşünüyorum.

Özgürler de sanmışlar, parayı alıyorlar, bari pastayı kesip getirecekler. O da olmamış. Adamlar pastayı bir tepsiye koyup vermişler, çok şükür bir de bıçak. 15 tane plastik tabak, çatal ve bıçağı ise masaya resmen atmışlar. Doğum günü sahibi mumlara üflemiş, pastayı kesmiş ve tüm servisi kendisi yapmış. Yani parayı aldıkları paranın adı olan “servisi” bir türlü yapamamışlar.

Bir süre sonra doğum günü grubu kalkmaya karar vermiş ve kasanın yolunu tutmuş. Haksız kazanç sağlayıp resmen sahtekârlık yaptıkları için Teras Kafe’ye haliyle söyleniyorlarmış. Toplamışlar 1’er milyonluk haraçları ve kasaya gitmişler. Bir de ne görsünler, doğum günü ekibi 13 kişi olduğu halde, adisyonun “pasta kesme parası” kısmında 15 kişiye servis verildiği yazıyormuş.

Arkadaşlar itiraz etmişler. 13 kişi olduklarını, isterlerse sayabileceklerini söylemişler. Kasadaki insan (?) ters bir şekilde “İyi hadi öyle olsun.” demiş. Doğum günü ekibindekilerden Begüm “Öyle olmasın, zaten 13 kişi.” ya da benzeri bir ifadeyle kasadaki insanımsıya ağzının payını vermiş.

Ancak herkes parasını ödedikten sonra dahi kasada hâlâ açık görünüyormuş. Onu da cepten öderken hiç memnun kalmadıklarını ve bir daha gelmeyeceklerini de belirtmişler.

Tam giderlerken Özgür’ün aklına fiş almak gelmiş. Kasaya gitmiş. Fişi isterken aldıkları pasta kesim ücretinin usullü olup olmadığını merak ettiğini, bunu da TÜKODER’e (Tüketici Haklarını Koruma Derneği) soracağını söylemiş.

Kasadaki insan görünümlü hayvan oğlu hayvan aynen şöyle bir cevap vermiş:

“Eğer o parayı ödemek istemiyorsan evinde kutlayacaksın. Git evinde kutla. Siz burada kutluyorsunuz. Masa açıyoruz, ışık yakıyoruz. Servis yapıyoruz(!). Sen burada gelip taşşşaklarını sere sere oturuyorsun, sonra sizden para almayacağız öyle mi?

Özgür: “Biz burada sadece pastamızı kesip yemiyoruz, bak kestiğin fişe, burada başka şeyler de var. Biz buradan bir şeyler alıyoruz. Müşteriyiz biz doğru davranın!”

Teras Kafe’deki İnsanımsı: “Defol çık git, bir daha da gelmeyin! Çık git. Bir daha gelirseniz döverler sizi burada!

Sondaki tehdit kısmına kafenin dışarıda beklemeyen Begüm de şahit oluyor. Özgür en son kafeteryayı terk ederken tüm müşterilerin de duyabileceği şekilde “Müşteriyiz biz müşteri!” diye bağırıyor ve olay bitiyor.

Daha önceden başka kafelerde çok defa doğum günü kutlamış bir insan olarak böyle bir “soygunu” yapan yer görmedim. Bornova Sevgi Yolu’nda Lemon Kafe vardır mesela. Pastayı veririz oraya, adamlar getirirler. Doğum günü sahibi mumlarını üfler, pastayı geri alırlar. Kafeteryanın kendi cam tabaklarında, metal çatal bıçaklarla servisi yaparlar. (Biz kendimiz kesmeyiz.) Ve buna kuruş almazlar.

Zaten içeceklerimiz bu kafedendir. Adam kazanacağını kazanmıştır. En başında da müşteri memnuniyeti vardır kazandıklarının.

Teras Kafe ise ticaretten anlamayan bir grup paraya gözü doymuş insana benzer yaratığın açmış olduğu bir yerdir. Yeri büyüktür, ama içindeki hizmet “taşaklarınızı seremeyeceğiniz” bir hizmettir.

Para harcarsınız, üstüne soyulursunuz, itiraz ettiğinizde küfrü yersiniz, fişi verirken zorluk çıkarırlar, en sonunda da tehdidi yersiniz.

Bu yaratıklara para kazandırmayın ne olur. Bornova’da insana değer veren yerler de var.

👋 🚨 Yeni yazılardan haberdar olmak ister misiniz? 👇

Teras Kafe’de Taşşaklarınızı Sere Sere Oturamazmışsınız 39 yorum aldı.

  1. Hmm bunu öğrendiğim iyi oldu. Bu tür yerler ve insan görünümlü hayvanlar her yerde var. Fazla gitmiyordum ama artık oraya hiç gitmeyeceğimden eminim.

    Not: Yine de TÜKODER’e şikayet etmelerini tavsiye ederim.

    1. @yakuter:
      Ettiler. Ama ne yazık ki (yasa görünürde olmasına rağmen) kusurlu mal değil de, kusurlu hizmet olduğu zaman ispatlanamayacağı için yapılacak hiçbir şey yokmuş. Yine de TÜKODER’den arayıp konuşmuşlar tabi Teras’la. Ama sadece bu. Yasal bir geleceği yok.

      Bu da başka bir acı gerçek. Adam müştersine küfredip haklı çıkabiliyor(muş).

  2. Üzüldüm böyle olmasına. Fakat yine de içim rahat çünkü bu düşüncedeki hayvanlar zamanla tüm müşterilerini kaybedecek ve sonunda başlarını duvara vuracaklar, bu konuda inancım tam. Tabi bunun için birbirimize destek olmalı, böyle durumları birbirimize anlatmalıyız. Örneğin Fuar’daki Golf düğün salonunu kesinliklte tavsiye etmiyorum. Nerdeyse ablamın düğününü zehir ediyorlardı. Kesinlikle uzak durun.

  3. Bir esnaf vardır, bir de sadece “işletmesi olan insan” vardır. Fark budur. Üzgünüm ama ülkenin başkentinde bile böyle mekanlar var. Bu hayvanları cezalandırmanın en iyi yolu başınıza gelenleri her yerde her platformda anlatıp onları müşterilerinden etmektir. Böylece geldikleri yere dönerler.

  4. Home Store Cafe’de yaşadıklarımız geldi aklıma 🙂 Pata kesme parasıda çok komik.

  5. 6 yıllık Bornova hayatımda topu topu üç kere gitmiştim, artık gitmeyeceğim gibi elimden geldiğince tanıdıklarımın da gitmemesine, hatta bu olayın kulaktan kulağa yayılarak gitmeyecek müşteri kitlesinin daha da büyümesine gayret göstereceğim. Bunun ilk aşaması olarak da bu yazıyı feysbukta paylaşıma açıyorum.

    Deniz’in söylediği gibi Homa Cafe örneğine benzemiş. McDonald’s yazımda bahsettiklerim geldi aklıma da.. Nereden nereye..

  6. Sevgili Umut yazınızı üzülerek ve hayretler içerisinde okudum. Annattıklarınızda bir mubalağa olduğunu düşünmüyorum. Seçici olmak istemeniz, karşılaşmış olduğunuz saygısızlığın, eğitimsiz bir insanın hareket tarzının, gitmiş olduğunuz yerin nasıl bir Müşteri(koyun) istediğini burada açık ve net bir şekilde yazmışsınız.Sizlere defolun çıkın gidin diyen gereksiz insanların yaşca sizden büyük insalara sizlere söylemiş oldukları sözleri söyleyip söyleyemeyeceğini merak ediyorum. “Hizmet” kelimesinin “Müşteri Memnuniyeti” olgusunun, “İşletmecilik” ne demektir? sorusunun cevabını bulamayacağını düşündüğüm bu ZEKA seviyeleri düşük kişilere sizler gereken hassasiyeti tehtid edilmiş olmanıza rağmen göstermiş olduğunuzu görüyorum. Keşke sıcağı sıcağına Emniyet görevlilerine giderek şikayetinizi tehtid edilerek, bir daha gelmeniz halinde sizlerin dövüleceğini söyleseydiniz. O zaman göreceğiniz karşınızdaki ASLAN PARÇASININ nasıl KEDİ YAVRUSUNA dönüştüğü, yalanlarını nasıl ardı ardına sıraladığını, aslında öyle söylemediğini çok sıkıştırınca söylemek istemediğini, sizden öyle bir ücret alınmadığını (ki keşke kağıt para verip seri numarasını almayı düşünerek kredi kartıyla ödeme yapmış olsaydınız servis bedeli adı altında alamayacakları parayı da ispatlamış olurdunuz) gözlerinizle görecektiniz. Elinizdeki fişte de saat ve tarih olduğu için orada olduğunuzu, müşterilerin bir çoğunluğunun da halen orada olması sebebiyle bu olayın doğruluğunu da ispat etmiş olacaktınız. Hayat en büyük öğretmendir, bakalım bizlere daha neler öğretecek ve gösterecek…Sevgiyle kalın, değersiz insanlara değerlerinden fazlasını sunmayın…

  7. sanırım ben de 9 yıllık izmir yaşantımda 2 veya 3 kez arkadaşlarımla tabu oynama maksadıyla gitmiştim, böyle terbiyesiz ve saldırgan bir tutumla karşılaşmak kötü bir durum olsa gerek, bilmiyorlarki müşteri kaybetmek ne demek, bilmiyorlarki ticaret ne demek, daha niceleri var saymakla bitmez, gözleme alacaktım bi yerden ben çok yerim ama zayıf bünyem belli etmez, 2 tane istedim “sen mi yiyeceksin” dedi… sananeeee… fotokopiciye gittim bir dergiden birkaç sayfa fotokopi alacağım adam dergiye bakıyo ne var diye, ya bak işine çek de bitsin… sizin başınıza gelenler hakikaten daha fenaymış, blogda bunu paylaşman iyi oldu, bir daha gidersem oraya…

  8. evet umut terasta doğumgünü kutlama gibi bi hata biz de yaptık.biz de 15ten fazla kişi sayısıyla kişi başına 1tl ödeyerek çıktık. eskiden süper bi mekandı oda oda olması ve tabuyu rahat rahat oynamamız için.ama nerdeee lemon ve adnan abii nerdeee teras, iğrenç bi yere dönüşmüş orası :@

  9. sız arkadaslar oralara gıdıyosunuz.oturuyosunuz.sıgara paketlerınızı yırtyosunuz.bardakları kırıyosunuz.garsnlara hayvan gıbı davranıyosunuz.bı de utanmadan hayvan oglu hayvan dıceksınız.bence kımı n hayvan oldugu bellı.ayıp yanı.bı de ısletmelrı bu sekılde kotulemek ekmek parasıyla oynamak ayıp.ve bırde baska kafeden gelıp yazıyosunuz.ayıpyanı.

    1. @aykut gecer bunlar:
      Bir şey bilmeden yorum yapmayın! Bir defa bizim bardak kırmak ve cam yemek gibi alışkanlıklarımız yoktur. Sigara içen de yoktur aramızda, neyi yırtacaksak artık… Eğer hayvan gibi muamele görmek istiyorsanız bizim değil, garsonların davranışını inceleyin ya da başkbakanımızın sözlerini örnek alın.

      Kendileri dediklerimizi tamamen haketmekte olup, umarım ekmek paralarıyla oynayabilmişimdir diyorum. Onlardan çok daha iyisini yapanlar var. Onlar kazansın. Ekmek paraları doğru yere gitsin.

      Başka kafeden yazıyorsunuzu ise afedersiniz ama g.tünüzden uydurmuşsunuz. İsterseniz yazıyı bir daha okuyun ama öyle bir şey göremeyeceksiniz. Gayetten de evimin rahat koltuğunda yazdım ben bu yazıyı.

      Ayıp mı? Yaptıkları ayıp. Bizim yaptığımız mı? Daha fazla kişinin aynı hatayı yapmamasını sağlamak için kendi çapımızda bir kamuoyu oluşturmak.

    2. sen garsonsun galiba kardeşim. Garsonsan garson gözünle değilde bi empati kurupta müşteri yerine koy kendini,yada kendinin o elemanlar gibi kötü davrandığını hayal edebilirsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir