Başlıkta yazanı ben demiyorum, güvenlikteki amca bunu bizzat kendisi söyledi (daha doğrusu bağırdı) bana. Demek ki görevleri orada oturup 37 ekran televizyonlarını seyretmekmiş, bunu da ben çıkardım.
Olay Öncesi Bilgilendirme
Bilenler bilirler, Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği binasının hemen yanında bir bisiklet parkı var. Doğru hatırlıyorsam geçen sene yaza doğru yapılmış olması lazım. Bisikletlerimizi bir süredir oraya park ediyorduk.
Bu bisiklet parkı, Üniversite’den Bornova Metro’ya açılan çıkış kapısından 10-15, taş çatlasın 20 metre uzaklıkta. Hemen girişteki güvenlik kulübesinin doğrudan görüş alanı içinde. Tepesinde güvenlik kamerası var.
Ancak buna rağmen başımıza bisiklet hırsızlığı vakaları geldi. Hem de öyle bir tane de değil, 5-6 tane. Tam sayıyı bisikleti çalınan mağdurlardan öğrenmek lazım. Lütfen bu hırsızlıkların hepsinin güvenlik kulübesinin hemen hemen 10-15 metre uzaklığında, bölüm binasının girişinin dibinde, gündüz vakti ve güvenlik kamerasının olduğu bir yerde meydana geldiğini unutmamak lazım.
Kısacası hırsız dadanmıştı.
Bu haberi öğrendiğim anda, kışın da gelmesinin etkisiyle bisikleti apartmana park ettim ve okula tabana kuvvet gelmeye başladım.
Bisikleti Korumanın Yolları…
Yaza yaklaşırken, havalar da ısınınca, bisikleti apartmandan çıkardım, bakımını yaptırdım ve okula bisikletle gelmeye karar verdim tekrardan. Ancak bisikletimi güvenli bir yere park etmeye kararlıydım.
Birkaç gündür bisikletle gelip gidiyordum. Bisikleti olup olabilecek en güvenli yer olduğuna inandığım, güvenlik kulübesi ile metroya bakan kapının hemen yanındaki duvar arasındaki bir metrelik açıklıkta bulunan ışıklandırma direği olduğuna kanaat getirdim.
Sonuçta güvenlik kulübesine 30 santim uzaklıktaydı, güvenlikçilerin sürekli izledikleri 37 ekran televizyon ile aynı yöndeydi ve çalınmasına imkân yoktu.
Çalınmadı da. Ama engeller bitecek gibi değildi…
Bugünkü Olay
Bugün (bu yazıyı yazmaya başladığım gün olan 16 Mart 2011 Çarşamba günü) birkaç gündür yaptığım gibi yine evden çıkıp, bisikletimle okula geldim. Bisikletimi güvenli bir yere park etmek istedim.
Güvenlik ile metroya açılan kapı arasındaki direğe gitmeye üşendim, güvenliğin tam karşısındaki direğe park edeyim dedim.
Bisikleti direğe çektim, zincirimi çıkardım, tam kilitleyeceğim, güvenlikçi amca bana seslendi. “Oraya bisiklet park etmek yasak, git bisiklet parkına park et.” Eminim ki normal koşullarda haklı olabilirdi, eğer o kadar bisiklet çalınmasaydı zaten ben de direğe park etmezdim.
Ben de güvenliğe dedim ki, “Abi orada bisikletler çalınıyor, ben burada gözünüzün önünde olmasını istiyorum. Kaç tane bisiklet çalındı oradan biliyor musunuz?”
“Beni ilgilendirmez oraya park et.”
“Çalınmasını engelleyecek, göz kulak olacak mısınız?”
Adam ne dese beğenirsiniz?
“Ben senin bisikletinin bekçisi miyim?”
Aynen bunu dedi. Kulaklarımla duydum. Bunu duyduğuma %100 eminim. Kelimesi kelimesine şunu dedi:
“Ben senin bisikletinin bekçisi miyim?”
Benim şalterler attı. Abi pardon ama sen güvenliksin. Malımıza canımıza sen sahip olmayacaksan kim olacak? Bisikletimin bekçisinin yoldan geçen amca veya metronun makinisti veya Ege Fotokopi’deki abi olma olasılığı var mı? Sen güvenlik değil misin? Kampüsün güvenliği?
Bunu kendisine de dedim. Gelen cevap “Bana ne ya, seninle mi uğraşacağım.”, “Bisikletin çalınırsa çalınsın, benim sorunum mu?” tarzı şeyler oldu. Bunları diyenin üniversitenin bünyesinde çalışan bir güvenlik elemanı olduğunu unutmayalım.
Tartışma baya alevlendi. Karşılıklı olarak seslerimizi yükselttik. Adam ayaklanmaya yeltendi, kulübesinden çıkacaktı. Daha fazlasını sinirden pek hatırlamıyorum sinirden… Elim ayağım titremeye başlamıştı zaten sinirden. Neyse ki, bölümün önünde oturan arkadaşlar ve değerli bir hocam tartıştığımı görerek yanıma geldiler ve beni yatıştırdılar. İşler daha da büyümeden böyle olması çok iyi oldu. Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bisikleti bölümün içindeki merdivenlere park ettim.
Bu olayı sınıf temsilcimiz aracılığı ile Bölüm Başkanlığı ile paylaştım. Güvenliğin işini ne kadar özenle (!) yaptığını kendilerine bildirdim.
Parasını biriktirmek için sabahlara kadar çalıştığım, büyük bir hevesle aldığım, spor yapmak için ender fırsatlarımdan biri olan bu bisikleti güvenlik görevlisinin teki görevini ihmal ediyor ve çirkeflik yapıyor diye çaldırmaya hiç niyetim yok.
Bölüm Başkanlığı şikâyetimi dikkate aldı ve süratle çözüm üretti. Hem temsilcimize, hem de Bölüm Başkanlığı’na gösterdikleri hassasiyetlerden dolayı teşekkür ederim.
Bisikletler Güvende
Ata Hoca’nın direktiflerine göre yarın B6 tarafındaki merdivenlerin alt kata inen kısmı açılacakmış ve temizlenecekmiş. Bölüm öğrencileri arka kapıdan kartlarını basıp, bisikletleri ile birlikte bölüme girip, bisikletlerini bu merdivenlerden alt kata indirip oradaki demirlere park edebilirlermiş.
İleriki dönemlerde bisiklet parkının komple aşağı taşınması da düşünülebilirmiş.
Bisikleti ön kapıdan içeri sokup koridor boyunca bisikletle geçilmemesi önemle rica olunurmuş.
Bisikleti çaldırmak mı, yoksa birkaç basamak indirmek mi derseniz, tabiki indirmek! Binaya kartla girildiğinden çok çok daha güvenli.
Bitirirken
Kavga anında beni yatıştıran hocama, arkadaşlara ve Ata Hoca’ya gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ederim.
Güvenlik görevini yapan (!) o amcaya ise kimin torpiliyle işe geldiğini, tüm gün boyunca 37 ekran televizyonda bir şeyler izlemenin nasıl bir şey olduğunu ve görevini ihmal edip oturduğu yerden para kazanmanın vicdanını hiç mi sızlatmadığını sormak isterim ama tabi sorarsam yine kavga çıkar.
Tabi bir de, “güvenliğin” ne iş yaptığını da sormak isterim, çünkü ona göre “bana ne senden” “bana ne senin bisikletinden”. Kısaca, ne bizim güvenliğimiz ne de malımızın güvenliği umurunda olmadığına göre bu adamın orada varoluş amacı ne onu ben de çok merak ediyorum.
Tabi bunu sorarsam yine kavga çıkar.
Ayrıca bu güvenlikçi abiyi, Koruma ve Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne şikâyet etmeyi de düşündüm ama bir şey çıkacağına kesinlikle ve kesinlikle inanmadığımdan böyle bir şeyle uğraşmayacağım bile. Diğer güvenliklerin de çok farklı olduklarını sanmıyorum. Neden derseniz, şu yazımı okumanız yeterli olacaktır.
Sözün Özü
Bu güvenlikten bir cacık olmaz, kampüste gezerken arkanızı kollayın, başınıza her şey gelebilir. Güvenliğe 10 metre uzakta olsanız bile bir şey değişmez çünkü bu onları ilgilendirmez.
Ege Üniversitesi’nin Güvenliğinin Görevi Bizim Canımızı ve Malımızı Korumak Değilmiş 12 yorum aldı.
ege üniversitesinde çalışan bir güvenlik olarak söylüyorumki,her topluluğun içinde farklı düşüncede insanlar olabilir.o kurumun içinde nice fedakarlıkla çalışan insanlarında olduğunu unutmayalım.umarım bir gün fikrinizi olumlu yönde değiştirecek arkadaşlarımızlada tanışırsınız.selamlar,sevgiler
‘de, da’ eki nasıl yazılır?
Almanya’da nasıl ehliyet aldım?
Almanya’dan kalıcı oturuma izni (niederlassungserlaubnis) nasıl alınır?
PHP ve alt satır
Almanya’da nasıl ehliyet aldım?
Bir şirket neden uzaktan çalışmaya (remote working) izin verir?
-de -da eki ne zaman ayrı yazılır?
Almanya’ya gelmek için yapılan bürokratik işlemler