Tayland Gezisi

İş değiştirdim. Yeni işime başlamadan önce bir süre boşluğum olunca bu vakti en iyisinden değerlendirmek istedim. Liseden arkadaşım Onur ile de ne zamandır görüşmüyorduk.

Kendisine şakasına yazdığım “Hadi Tayland’a gidelim” fikrini ciddiye alınca, kendimizi Tayland yollarında bulduk.

Geziye Başlarken

Uçak bileti ile ETS Tur’un otel + uçak tur fiyatı aynı olduğu için, çoğunluklu olarak ekonomik gerekçelerle ETS Tur ile gitmeye karar verdik. Hem kafa daha rahat oldu, hem de ayrı ayrı otel rezervasyonu ve transfer ayarlamaya gerek kalmadı.

Ha, ufak bir not: Tayland vize istemiyor. Koy pasaportu cebe, bin uçağa!

Uçak

Tur İstanbul çıkışlı idi. Tur rehberimiz Özgür Bey ile burada tanıştık, check-inlerimizi yaptık.

Qatar Airways (QR) ile Doha, Katar aktarmalı olarak Bangkok, Taylanda uçtuk. İlk ayakta Airbus A330, ikinci ayakta Airbus A380 ile gittik.

A380’e binmek hayallerimde olan bir şeydi. Uçağın A380 olduğunu görünce nasıl mutlu olduğumuzu anlatmamız mümkün değil. Qatar Airways, ekonomi sınıfında bile yemeğimizi, battaniyemizi, yastığımızı, diş fırçamızı ve hatta uçakta yalın ayak yürümek için uçak çorabımızı vermeyi ihmal etmedi.

Bize de acaba First Class’ta daha neler neler oluyor diye düşünmek kaldı. Maalesef, uçağın ikinci katına giriş ayrı yerden yapılıyor ve uçak içindeki merdiveni kullanarak üst sınıf alanlarına “göz gezdirmeniz” dahi mümkün olmuyor.

Sanal bir A380 turu için şu videoyu izleyin:

Bangkok

Merkezi bir yerde güzel bir otelde kaldık. Acaba turla geldik diye bizi uzaklarda bir otele iterler mi diye korkuyordum ama böyle bir şey olmadı.

Tapınaklar

Tay halkının önemli bir bölümü Budist. Şehir’de bir çok tapınak yer alıyor. Biz Wat Traimit ve Wat Pho tapınaklarını gezdik. Tamamıyla altın olan Buda heykeli, yatan Buda, oturan Buda ve başka bir çok Buda heykeli gördük.

Kanal Gezisi ve Yüzen Market

Bangkok kanalları ile Amsterdam’ı andırıyordu, ama fakir bir versiyonunu. Kanal gezimizde, gondolda mangal yapan Taylılardan, kayığımıza kayık ile yanaşarak bize hediyelik eşyalar satan teyzeye kadar farklı şeyler ile karşılaştık.

Şehir Merkezi

Serbest zamanlarda şehir merkezinde yürüyüş yaptım. Benim yürüdüğüm yerlerde bir süre sonra yükseklik ve zemin seviyesi kavramlarını yitirmeye başlıyorsunuz. Caddenin tepesinden, tüm caddeyi kaplayacak şekilde iki katlı Skytrain isimli tren hattı geçiyor. Bu hattın altında, yine yukarıdan Skywalk isimli express insan yürüme hattı geçiyor. Skywalk doğrudan tüm gökdelen ve alışveriş merkezlerine bağlı olduğundan zemine inmenize gerek kalmıyor. Yolun kenarındaki kaldırımlardan yürürken bir anda ansızın bir kavşağa geldiğinizi sanıyorsunuz, ancak o trafiğin aslında gökdelenden çıkan araçlar olduğunu görüyorsunuz.

Bir süre sonra ben zeminde olduğumu sanırken ikinci katta olduğumu fark ettim.

Trafik çok kötü. Berlin’le karşılaştırmak mümkün değil (ağır hakaret). İstanbul’dan bile kötü olabilir. Çok motor var, insanlar kötü kullanıyor, trafik ışıklarını Türkiye’deki gibi kimse takmıyor. Neyse ki, polisler karşıdan karşıya geçmemize yardımcı oluyorlar. İyi olan, kimse korna çalmıyor.

Baiyoke Sky Tower

Gece Bangkok manzarası görmek için ülkenin en yüksek binasının terasına çıktık: 84.kat! Fiyata bir kokteyl ve sınırsız sayıda fotoğraf dahil. Asansör çok hızlı (yükselirken kulaklarınız tıkanıyor), sonraki kokteyllerin fiyatı uygun.

Pattaya

Bangkok’a iki saatlik mesafede Pattaya isimli bir “tatil şehri” yer alıyor. Otoyolda (veya onların değimi ile Expressway’de) kaza olduğu için trafik tıkandı. 1 saate yakın yolda kaldığımızdan bu süre 3 saate çıktı.

Otelimiz yine şehir merkezindeydi. On numara beş yıldız canavar gibiydi.

The Million Years Stone Park

The Million Years Stone Park & Pattaya Crocodile Farm içerisinde taşlaşmış ağaç fosillerinin, güzel peyzajlı bir bahçenin, mini bir hayvanat bahçesinin ve kafasını timsahın ağzına sokan adamların bulunduğu bir park.

Alcazar Show

Alcazar show 1981’den beri yapılan ve ladyboyların yer aldığı dünyaca ünlü bir gösteri. Tur rehberimizin özverisi sayesinde bu gösteriyi en önden izledik. Pattaya’yı ziyaret edenlere kesinlikle önerilir.

Mercan Adası (Ko Lan)

Öğlen güneşinde dahi ayak yakmayan bir kumsala sahip, berrak ve masmavi denizi olan, ana karadan sürat teknesi ile ulaşım sağlanan Mercan Adası‘na gittik ve doya doya yüzdük. (Ya da yüzemedik, çünkü güneş kremi fayda etmiyor, deli yanıyorum.) Bizim gittiğimiz tarihlerde Tayland 30-40 derece arası ve nemliydi. Antalya’nın Ağustos sıcağına eş değer bir sıcaklıktaydı.

Gün Batımı – Horizon Bar

Tur rehberimizin önerisi ile gün batımını seyretmek için Hilton otelinin terasında 34.katında bulunan Horizon Bar’a müthiş bir zamanlama ile gittik. Güleryüzlü bir garson bizi en köşedeki yüksek bar sandalyelerine, tüm mekanın en iyi konumuna geçirdi. Panoramik bir gün batımı manzarası eşliğinde kokteyllerimizi içerek “uzaktan çalışıp” Pattaya’ya taşınmanın kritiğini yaptık.

Nong nooch parkı

Bu park güzel bir peyzaja sahip. Önce Tay kültürünü anlatan mini bir şov ve ardından fillerin gösterisini izledik. Filler hortum kuyruğa tutuştu, futbol oynadı, basket oynadı, bowling oynadı, dans etti, bisiklet sürdü, masaj yaptı. Bazı filler benden yetenekliydi doğrusu.

Dönüş yolu

Dönüş yoluna Cumartesi gece 03:00’da Pattaya’dan çıktık. Bangkok’a varması, Bangkok-Doha (7 saat), Doha-İstanbul (5 saat) ve İstanbul-Antalya (1 saat) derken eve Cumartesi 23:00’da vardım. Arada 4 saatlik bir saat farkı var. Yani yolda 20 değil, 24 saat geçti. Uzak doğu, gerçekten uzak.

Bangkok Suvarnabhumi Havaalanı

Havadan Doha, Katar

Ağrı Dağı Civarı

Marmara’da Sis

Antalya Havalimanı

Dil ve İletişim

Tay halkı çok güleryüzlü ve yardım sever. Kendi dilini konuşuyor, kendi alfabesini kullanıyor. Ancak, turiste alışkınlar. Her yerde İngilizce tabelalar görmeniz mümkün. Otel ve restoranlarda İngilizce konuşan birini bulmak kolay.

Ancak dil bilmiyorlarsa veya bilmiyorsanız o da problem değil. Adamlar alışmış. Örneğin, pazarlarda genellikle pazarlık yapmanız gerekiyor. “How much” dediğinizde adam hesap makinesini eline alıyor ve ne istediğini yazıyor. Siz de onu silip kendi teklifinizi yazıyorsunuz. Konuşmanıza gerek yok. 😀

Yemekler

Yemeklerimizde yerel lezzetleri ve diğer uzakdoğu ülkelerinin lezzetlerini denedik. Tayland’a gitmeden önce “hareket etmeyen her şeyi yemeyi deneyebiliriz” demiştik, denedik.

Özgür Abi, Kae ve ETS Tur

Tur rehberimize özel bir başlık açmam gerekiyor. Tur rehberimiz Özgür abi gerçekten süper bir adam. Sorumluluk sahibi ve bizi gerçekten önemseyen birisi. Hem Tayland ve Tay halkı konusunda bizi sürekli bilgilendirdi, hem gezdiğimiz yerleri bize ince ince anlattı, hem de elde olmayan uçak rötarı, trafik kazası kaynaklı tıkanmış yol gibi bizi asıl plandan uzaklaştıran şeylerin tamamı için alternatif planlar yaratarak her şeyi yoluna koydu. Muhabbeti süperdi. Herkese serbest zamanları için kişisine özel öneriler sundu.

Kae, yerel tur rehberimizdi. Kendisiyle tur boyunca İngilizce dilinde bolca sohbet ettik. Örneğin, Tay dilinin kendi alfabeleri ile yazımında kelimeler değil, sadece cümleler arasında boşluk olduğu, harflerden seslerin oluşturulmasının bu dilde nasıl yapıldığı gibi konularda ilginç şeyler öğrendim. Tabiki Kae’ye de Antalya’yı anlatıp mini-reklam yapmayı ihmal etmedim. 😀

ETS tur gerçekten çok başarılı bir organizasyon yapmış. Rehberimiz bilgiliydi, oteller güzel ve tarif ediliği gibiydi. Turu (telefonla) satın aldığımız satış görevlisi nazik ve bilgiliydi. Tayland’da olduğumuz sürece kullandığımız otobüsümüz konforluydu ve ufak ama güzel bir detay, her koltukta USB ile telefonunuzu şarj etmeniz için modifiyeliydi.

Ben ilk defa tur ile bir yere gittim. Daha önce Türkiye içi veya dışında gittiğimiz her yere kendi imkanlarımızla gitmiştik. Turlu/tursuz karşılaştırması yaptığım zaman her ikisi için de bir çok avantaj ve dezavantaj sıralayabilirim. Ancak bir daha tur ile bir yere gideceğimde kesinlikle ilk ETS Tur’a bakacağım.

Beni bilen bilir, kolay beğenmem. Bu blogda çok fazla övgü yoktur. Ancak bu tur hakikaten 10 üzerinden 10 almayı hakediyor.

Bitirirken

Acaba şimdi nereye gitsek?

Yeni işime başlamak üzere, Berlin’e dönerken…