İZBAN’la Aliağa Yolculuğu İzlenimi

Geçen hafta ilk defa İZBAN’la Aliağa’ya kadar gittim. Şeydam’la birlikte. İzlenimlerimi paylaşıyorum:

Halkapınar

Bornova’dan metroya binip Halkapınar’da indik. İZBAN istasyon girişinin tam tersi yönündeki demir üst geçit İZBAN’la metro arası aktarmayı sağlamak için açılmış ve cidden çok iyi olmuş.

Ancak o çıkışın açıldığına dair bir tabela yoktu. Belki benim gözümden kaçmış olabilir ama eğer cidden bir tabela işaret yoksa eklenmeli. Yoksa birçok kişi sırf alışkanlıktan eski merdivene gitmeye devam eder.

İZBAN Halkapınar istasyonunun girişindeki merdivenlerin korkulukları kırılmış. Yazıktır günahtır. O korkulukları kıranlar çok affedersiniz ama hayvandır. Öte yandan, bunun bir sonucu yoksa veya bu fark edilemiyorsa, bu bambaşka bir sorundur ve bu da ciddi bir sorundur.

Güvenliğin bunu yapanları fark edip bir kenara çekmiş olması lazım.

Yolculuk

Sonra tren beklemeye başladık… Zaman çizelgesine baktık bu ara. Tamam, zaman çizelgeleri iyi oldu, trenin ne zaman geleceğini biliyoruz iyi hoş da, olmuyor. Yakışmıyor. Artık dakika sayaçlarının çalışmaya başlaması lazım.

Daha sonra yola çıktık. Menemen civarında bir yerde (ya sonrası ya öncesi, Aliağa yönüne giderken sağdaki raylarda) tren aşırı derecede titriyor. Artık raya bakım mı yapılır, kaynak mı yapılır, zımparalanır mı ne yapılır bilmiyorum ama bir şeylerin yapılması lazım. Aşırı titremeden dolayı, raydan çıkar mıyız diye azıcık da olsa tırsmadım değil.

Hoş olmadı.

Menemen Menemen Menemen, Gel Abicim Geel

Bunun dışında bir problem olmadı. Menemen’de inip arkadan gelecek treni bekledik. Bu ara, dolmuşçuların tabelası gibi tabela olduğunu gördük CAF’ın önünde.  Minibüs esprileri döndü, acaba diğer yerlerin isimlerini de yazar yapıştırırlar mı diye dalga geçmeden edemedik.

Ama tabi işin esprisiydi o. Sonuçta sisteme Menemen hattı olarak bir hat kaydedilmemişse ama bu seferler acilen yapılmak isteniyorsa böyle bir yola başvurulması profesyonel görünmese de, bence gayet normal ve anlaşılır.

Aliağa

Aliağa’ya giderken arada birkaç hemzemin geçit var, umuyorum kısa sürede kapatılırlar. Aliağa’nın girişindeki tünelin metro tünellerinde olduğu gibi ışıklandırılması gerekiyor.

Derken Aliağa’ya vardık.

Hazır gelmişken, Aliağa’yı biraz gezmeyi, oturup soğuk bir şeyler içmeyi ve birkaç fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedik. 🙂

İstasyonlardan İzlenimler

Aliağa ve Menemen istasyonları diğer İZBAN istasyonları gibi değildi. Eski bir istasyonun neredeyse hiç restore edilmeden kullanılması durumu söz konusuydu. Ya da bana öyle geldi.

Aliağa istasyonunda (benim indiğim) merdivenin ortasında bir kocaman bir kolon vardı. Bebek arabası indirmek için minicik bir rampa vardı (ama maşallah 60 derece eğimi vardı). Rayların altından geçen kısımda demir çitlerle istasyonun diğer taraflarına geçiş son saniyede engellenmiş gibiydi vs vs…

Bilmiyorum yürüyen merdivenli ve asansörlü başka bir giriş var mı ama benim girip çıktığım giriş 1970’ten kalma gibiydi. Ve Sarnıç, Karşıyaka, Gaziemir istasyonlarıyla uzaktan yakından alakası yoktu.

125km/h ile giderken…

Dönüş yolunda hızımızı GPS ile hız ölçtüm ve trenin 125 km/h hız yaptığını gözlerimle gördüm. Dönüş yolu gidiş yoluna göre ve metroya göre çok daha sarsıntısız geçti. Eğer elimde hız ölçen bir cihaz olmasaydı o hıza çıktığımıza inanamazdım.

Bitirirken

Sistemin eksikleri var ve inşallah giderilir. Ama genel olarak çok güzel olmuş. İzmir’e yakışmış.